ADRİYATİK GÜNLÜKLERİ – MEGANİSSİ
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
ADRİYATİK GÜNLÜKLERİ 19 MAYIS 2014
Kahvaltıdan sonra 10.45′ de yola çıktık.
Sıfır rüzgar. Neredeyse saatte 1 mil hızla gidiyoruz. Bayıldım bu işe. Deniz milim kıpırdamıyor.
Erişteli yeşil mercimek yedik, tavla oynadık.
Saat 14.45′ de yani 4 saat sonra MEGANISSI’ ye vardık. Şirin bir yer. Etrafta küçük küçük bir yığın tekne, bir katamaran daha ve yemek yenecek yerler var.
Koyun içinde demir atıp, botla karaya çıktık.
Aşağı yukarı, yürüyerek gidilirse 30-40 dakika mesafede, tepede bir köy olduğunu öğrendik.
Yol boyunca çok farklı çiçekler, adak yerleri görüyoruz.
Buraya kadar aynı bizim köylerimiz gibi olduğunu düşünüyordum doğrusu,ama köyün görünmesiyle birlikte fikrim değişti.Bu köyde bakımsız ama, bizde olmayan bir şey var onlarda.
Sanırım bu yaşam kültürü denilen şey.
Her şey eski ama, kullanılan renkler, çiçekler , kafeler, insanlar farklı.
Sokaklarda dokuma tezgahlarında, çeşitli örtüler dokuyan kadınlar var.Bodrum’da 10-15 liraya aldığımız örtüleri burada 20 Euro’ya satıyorlar.
Dolaşmaktan yorulunca bir kafeye oturuyoruz. Oturduğumuz kafe 4 kuşaktır aynı aile tarafından işletiliyormuş.
İngilizler de burayı tercih etmişler. Sedirin üzerine örtülen örtü, kumaş parçalarından elde dokunmuş. Bizim köylerimizde de aynı şeyi görebilirsiniz.
Birer içki- burada Türkiye’ den ayrılıyor tabii ki, her köyde içki içilen yerler var– ve üzerine içtiğimiz kahvelere 14 euro ödüyoruz.
Bildiğimiz Türk kahvesi buralarda Greek coffee. Bir iki yerde, denemek için özellikle “Türk kahvesi”söylüyoruz ama, kendi menülerinde böyle bir şey olmadığını, ancak Greek coffee verebileceklerini söylüyorlar. Israr etmenin anlamı yok, çoktan kaçırmışız bu treni.
Akşam üzeri kalkıp, alışveriş için markete uğruyoruz. Bütün sebzeler çok güzel ve çok ucuz.
Yemeği teknede yemeğe karar verdik, balıklarımız var, onları yapacağız.
İşte teknemiz aşağıda bizi bekliyor.
Akşam yemeğimizi yerken, kıyıdan gelen müzik seslerini dinliyoruz. Bu küçücük köyü sevdim.