AŞAĞI CUMA ORTAOKULU

Covid-19 yüzünden her yerin kapandığı bu günlerde oluşan en önemli sorunlardan biri de, eğitim sistemi ve okulların durumu.

Daha doğrusu uzaktan eğitim durumu dolayısı ile, eğitimde oluşan fırsat eşitsizliği.

Biliyorsunuz biz köyde yaşıyoruz.

Buralarda yaşayan köylü çocuklarının doğru dürüst internet bağlantıları yok. Köylerin çoğunda internet alt yapısı bulunmuyor. Çocuklar anne babalarının cep telefonlarından ders yapmaya çalışıyorlar. Aynı evde birden çok çocuk varsa durum daha da vahim hale geliyor.

Çevremizde tanıdığımız çocuklar ile konuştuğumda, ders çalışamadıklarını, bu konuda ne kadar sıkıntı yaşadıklarını anlattılar..

Biz Kozak’ ta internet bağlantımızı superbox ile sağlıyoruz. Evet bize yetiyor ama, köydeki çocukların hepsinin  sorununu bizim evde çözmem mümkün görünmüyor.

Biraz araştırınca 6 km. uzaktaki Aşağı Cuma köyündeki okulda internet bağlantısı olduğunu öğrendim.

Görüp bilgi almak için okula gittim.

 

                     

Burası 8 derslikli, 7 öğretmeni olan, toplam 36 çocuğun eğitim gördüğü bir okul.

08:50- 15:10 saatleri arasında eğitim veren okul, kaloriferle ısınıyor.

Doğrusu gördüklerim beni çok şaşırttı.

                     

 

Geniş bir giriş holüne açılan müdür odası  ve derslikler var.

 

                                       

 

Sınıflar şehirlerde olduğu gibi şubeler şeklinde değil, görülen derse göre ayrılmış. Bizde öğretmenler farklı sınıflara ders vermeye giderken, burada çocuklar, o günkü ders programlarına göre sınıf değiştiriyorlar.

Sınıfların kapıları, ders adlarına uygun şekilde boyanıp, şekillendirilmiş.

 

                                               

 

                                             

 

Sınıflar da bir köy okulundan beklemediğim kadar güzeldi.

 

                                 

 

Minicik bir kitaplığı ve bahçede de eşimi çok heyecanlandıran bir basket sahası vardı.

 

                                               

Aslında binanın yemekhanesi, okul öncesi bölümü ve lojmanları da varmış ama, şimdi kapalıymış.

Beni asıl şaşırtan ise okuldaki EBA merkezi oldu.

Çevrimiçi bir sosyal eğitim platformu olan EBA, Eğitim Bilişim Ağının kısa adı.  Öğretmenlerin yükledikleri tüm içeriklere, öğrencilerin rahatça ulaşabilmesini sağlamakta.

 

                                               

 

Aşağı Cuma köyündeki okulda internet hızı 1 Mbit.

Evet yeterli değil ama, en azından öğrencilerin evdeki anne-baba telefonlarına bağlı kalmadan, gidip okulda ders çalışabileceği bir ortam var.

Buralarda 8-9 yaşından itibaren her çocuğun motosiklet kullandığı düşünülürse, okula ulaşmaları da çok zor değil.

Yani konuştuğum çocukların ders çalışmamaları için öne sürdükleri bahaneler doğru değilmiş. Gerçekten isteseler, yapmamaları için hiç bir sebep yok.

Benim hayatta zorluklarla karşılaştıklarını söyleyenler için önerdiğim bir film var.

PURSUIT OF HAPPYNESS.  Umudunu Kaybetme.

Hayatın getirdiği zorluklara karşı, asla pes etmeyen, amacına ulaşmak için önüne çıkan tüm engeller ile savaşıp, sonunda bu işten galip çıkan sokaklardan gelen bir iş adamı olan Chris Gardner’ in  biyografisi olan bir kitaptan senaryolaştırılmış bir film.

Bence her çocuğun, her gencin mutlaka izlemesi gerekiyor.

 

 

 

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Gönül Gökalp

İlgili Yazılar

2 yorum

uğur duman  -  4 Aralık 2020 at 20:10

Doğuda halen çoğu köyün elektriğinin olmadığı düşünülürse kozakta internet olmaması çok ama çok acı ve vahim bir durum neden getirmezler getirtirmezler anlamak çok zor ya!!!

Yanıtla

Haklısınız

Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Login for fast comment.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

No More Posts

Register

OR

Do you already have an account? Login

Login

OR

Do not you have an account yet? Register

close

Bültene Kayıt Ol

About Us

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry’s standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book.

It has survived not only five centuries, but also the leap into electronic typesetting, remaining essentially unchanged.