BAHÇEDEN SOFRAYA
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Yaz başında sebze bahçesini ilk yaptığımızda, “umarım her şey yolunda gider ve bol bol ürün alırız” demiştim.
Hatta Dilek adında bir arkadaşım, bize bu konu ile ilgili çok zarif bir not yollamıştı.
Saatine denk gelmiş, gerçekten de düşündüğümüzden çok fazla sebzeye kavuştuk.
İlk önce her şey çok heyecanlıydı. İlk domatesler, ilk marullar, ilk patlıcanlar, ilk salatalıklar, ilk biberler. Kopartmaya bile kıyamıyordum.
Fakat zaman geçtikçe her şey Kanada hakkındaki fıkraya döndü. “Hani ilk başta her yerin karla kaplı olmasına bayılan göçmen” hikayesi gibi.
Benim Fransa’ da yaşayan ve kendi bahçesinde yiyeceğini üreten bir kuzenim var. Hiç bir zaman yaz aylarında Türkiye’ ye gelemezler. Hep bahçede işleri vardır, devamlı turşu, konserve gibi işlerle uğraşır.
Zamanında ” canım ne var ki, hepsini de kullanmak zorunda değil” diye düşündüğüm kuzenimin önünde saygıyla eğiliyorum şimdi.
Kazın ayağı hiç de öyle değilmiş.
Öncelikle kıyamıyorsun diktiklerinin heba olmasına.
Bir süre sonra çiftlikteki durum, şu hali aldı.
Bahçe bizim, değil tüketmek, topladığımızdan bile daha hızlı üretmeye başladı.(Bunda bizimde, bahçe için çok büyük bir alan ayırmamızın etkisi var tabii ki- ne de olsa ilk defa çiftçilik yapıyoruz-)
Bu durum karşısında benim ağır işçi olarak mutfak günlerim de başlamış oldu.
Adeta bahçe ile aramızda bir savaş başladı. O sebzeleri ürettikçe, ben ondan daha hızlı bir şekilde değerlendirme mücadelesine başladım.
Artık mutfak ve internet arasında mekik dokuyordum. Bilmediğim her şeyi öğrenmeye çalışıyordum. Tek bir amacım vardı.
Neyi, nasıl saklarım?
Yüzlerce, etli ve zeytinyağlı dolma, mücver, patlıcanlı börek içi, karnıyarık, patlıcan salatası, her çeşit kızartma, börülce, zeytinyağlı fasulye, balkabağı pişirdim. Kavanozlarca biber turşusu, ekşi-tatlı kabak turşusu, salatalık turşusu kurdum.
Hepsi ambalajlanıp deep freeze de yerini aldı.
Tüm bu pişirme çabama, tanıdığım ulaşabildiğim, evime gelen herkese dağıtmama rağmen, sebze bahçemiz bu savaştan galip çıktı.
Sonunda pes eden ben oldum.
Ama Terra Nova da artık adına yaraşır bir çiftlik olduğunu gösterdi.
Bu arada dikkat ettiyseniz, domateslerden hiç bahsetmedim bile.
Onların hikayesini de başka bir yazıya bıraktım.
2 yorum
MaşaalLah bayağı bereketli olmuş kolay gelsin.
Çok teşekkürler