BEYŞEHİR – ATAPARK KAMPİNG

Eskişehirden saat 15.00 gibi üzülerek ayrıldık.

Güneye iniyoruz. Hava oldukça yağmurlu. Beyşehire inmek istiyoruz. Neden bilmem?

Issız olan bölgelerde, karavanın pis su tankını boşaltıyoruz.

Çok garip bir şekilde pis su tankı, karavanın sol tarafında. Yolda tam sağa yanaşıp boşaltamıyoruz bu yüzden. Mutlaka yolun karşısına geçmek gerekiyor.

Bishop için de tuvalet molası vermek gerekiyor.

 

Geçtiğimiz yerler harika. Mevsim dolayısıyla yollar boş. Her şey çok güzel.
Beyşehir gölünün güneyine iniyoruz.
Hedefimiz Atapark Kamping.

Gece 21.30 gibi ulaşıyoruz. Yoldan telefon ettiğimiz için bizi karşılıyorlar. Göle bakan bir yere yerleşiyoruz.

Makarna + salata ve şaraptan oluşan akşam yemeğimizi yiyerek bu günü noktalıyoruz.

      

 

Sabah 07.00 de uyanıyoruz. Hava soğuk ama çok güzel.
Sevgilim benim için çiçek bulmuş. Daha doğrusu kökü ile birlikte bir yerden sökmüş. ( Bu çiçeği tüm gezi boyunca yanımızda taşıdık. Eve dönünce de bahçemize diktik)

Gölün kenarında çok güzel bir yerdeyiz. Aşağısı plaj. Hava soğuk olduğu için yüzemiyoruz. Kamping çok temiz. Doktor bir bey işletiyor. Çamaşırhanesi ve mutfağı pırıl pırıl.

İhtiyaç duyabileceğiniz her şeyi koymuşlar. Deterjan, yumuşatıcı, hatta çamaşır askılıkları bile var. Hem de ücretsiz. Yurt dışında bile böylesini görmedim açıkçası.

                           

Kahvaltıdan sonra temizliğe girişiyoruz. Her yeri sıkıca temizliyoruz.

Öğle yemeği için Beyşehir’in içine inmek istiyoruz. Duş aldıktan sonra, karavandan ayrılıyoruz.
Yol kenarından otostop yapıyoruz.
Bizi alan kişiler, yemek yemek için bir yer tavsiye ediyorlar. Ama Beyşehir’in içi inanılmaz kalabalık. Gençlik ve Spor Bakanı buradaymış. Belediye Başkanı ile beraber dolaşıyorlar. Halkla konuşmaya çalışıyorlar. Arkalarında avaneleri ile birlikte.
Bakan ve Belediye başkanı yemek yediğimiz yere geliyorlar, kendilerini tanıştırıp,  bir isteğimiz olup olmadığını soruyorlar. Belediye Başkanından veya Spor Bakanından ne gibi bir isteğimiz olabilir ki?
Ayrıca bir şey istesem, yapacaklar mı?

Yemeğe 30.- ödüyoruz.  Markete uğrayıp, mandal, çakmak vs. gibi ihtiyaçlarımızı alıyoruz. Karavanın girişine örtmek için çim halı alıyoruz. Böylece içeriye çamur ve kum girmesini önlemek istiyoruz.

Daha sonra ilçeyi gezmeye çıkıyoruz. Önce bir Vodafone bayiine uğramak istiyoruz.

Adres sorduğumuz bir kişi ile aramızda şu ilginç diyalog geçiyor.

Vadofone bayii nerededir?
-Düz gitmek siz. Reina karşı.
Bu yolu mu takip edeceğiz?
-Siz yabancı? Hangi memleket?
-Neden böyle konuşuyorsunuz?
-Aaaaa ben sizi turist sandım abi.

****Bu arada dikkatinizi çekerim, biz türkçe konuşuyoruz. Ama beyefendi kendisinin inanılmaz iyi ingilizce konuştuğunu zannediyor sanırım .

Seyyar İnternet ile ilgili problemimiz var. Eskişehir’de ki bayi de sorunu çözemediler.
Burada sorunun ne olduğunu anlayıp hemen hallediyorlar.

      

 

 

Dönüşte dolmuşa binmek istiyoruz. Beyşehir-Üzümlü hattında çalışan minibüs duraklarına geliyoruz.

Dolmuş şöförü ile aramızda şu konuşma geçiyor.

-Atapark kampinge gitmek için hangi dolmuşa biniyoruz ?
-Arabanız var mı?

Nasrettin Hoca’nın memleketinde olduğumuz nasıl da belli.
Kampa gelip, aldıklarımızı yerleştiriyoruz.

Akşam yemeğini kampingin restoranında yiyoruz.
2 gece konaklama için 60 ₺ ve akşam yemeği içinde 110 ₺ ödüyoruz.

Yarın sabah tekrar yola çıkacağız.

Bu kadar Beyşehir yeter……………….

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Gönül Gökalp

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Login for fast comment.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

No More Posts

Register

OR

Do you already have an account? Login

Login

OR

Do not you have an account yet? Register

close

Bültene Kayıt Ol

About Us

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry’s standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book.

It has survived not only five centuries, but also the leap into electronic typesetting, remaining essentially unchanged.