İNSUYU MAĞARASI

Salda Gölünden ayrıldık. Yeşilova, Karamanlı üzerinden geçerek, İnsuyu mağarasını görmeye gidiyoruz.

Karamanlı’ da dağlar resmen kesilmiş gibi. Bütün yol ocaklar ile dolu. Mermer ve doğal taş çıkarıyorlar.

      

İnsuyu mağarası’ na korkunç zevksiz bir giriş yapmışlar.

      

İnsuyu Mağarası il özel idareye bağlı.

Girişte kişi başı 5₺ ödüyoruz. Başımızı korumamız için baret veriyorlar.

      

Ne yazık ki mağaranın girişinde, okumaktan bile utanç duyduğum şu yazı var.

“Bu bir doğa harikasıdır, lütfen yazı yazmayınız”

Seyredin bakalım!!!!!!!

İnsuyu Mağarası, Burdur-Antalya yolu üzerinde, Burdur’a 13 km uzaklıkta. Ülkemizde turizme açılan ilk mağaralardan biri. (1965).

      

Mağaranın içindeki yollar beton. Her tarafta SOS telefonları mevcut. Diğer mağaralara göre daha donanımlı görünüyor. İçeride ışık, ses ve müzik sistemi var.

Fakat, 2000 yılında gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sırasında, mağara içindeki aydınlatmalarda kullanılan sistemin, sarkıt ve dikitlere zarar verdiği ve kararttığı tespit edilmiş. Daha sonra ziyarete kapatılmış ve tüm ışıklandırma sistemi yeniden düzenlenmiş.

Yatay uzunluğu 597 metre olan mağaranın, ziyaret edilebilen 320 metreye kadar olan bölümünde 9 göl bulunuyor.

İnsuyu Mağarasından ayrılmadan önce, bahçesinde bulunan cafede çay içiyoruz.

Bir kere daha doğanın muhteşemliğini ve insanoğlunun ona verdiği zararı konuşuyoruz.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Gönül Gökalp

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Login for fast comment.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

No More Posts

Register

OR

Do you already have an account? Login

Login

OR

Do not you have an account yet? Register

close

Bültene Kayıt Ol

About Us

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry’s standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book.

It has survived not only five centuries, but also the leap into electronic typesetting, remaining essentially unchanged.