“Hayal kurma, yap ” adlı yazımda, iki yıllık köy yaşamımız sonucunda, üretim açısından ne hale geldiğimizi anlatmıştım.
Biz, Kozak yaylasına şehir yaşamından kaçmak için gelmiştik ama, içinde bulunduğumuz şartlar, boş duramadığımız için yaptığımız üretim, bizi yaptıklarımızı sahneye çıkarmamızın zorunlu olduğu bir duruma itmişti.
Peki , eskisi gibi amatörce üretip sadece dostlarımıza mı ulaştıracaktık, yoksa ürünlerimizin daha geniş bir topluluk ile mi buluşmasını sağlayacaktık?
Her zaman olduğu gibi, içinde bulunduğumuz durumu dostlarımız ile paylaştık. Çok yakın 3-4 dostumuz anlattıklarımızdan çok etkilendiler ve bu oluşumun içinde olmak istediklerini belirttiler.
Hepimizin ortak inancı, geleceğin odak noktasının GIDA olacağı yönündeydi.
Böylece şehirde yıllarca profesyonel olarak çalışmış ve hala çalışmakta olan 5 kadın bir araya geldik. Bu ortaklarının hepsinin kadın olduğu bir girişim olacaktı. Onlar bir süre daha şehirde iş yaşamlarına devam ederken, ben Terra Nova çiftliğinde, işlerin başında olacaktım.
Bu kararın ardından, 5 tane başarılı kadının yanına eşimi de alarak Kozak Terra Nova Gıda ve Turizm A.Ş. yi hızla hayata geçirdik.
Şirketi kurduktan sonra en önemli bölüme sıra geldi. Evet köy ürünlerini kendimiz köylülerden yardım alarak üretiyorduk ama, et ve et ürünleri satışı için bir kasaba ihtiyacımız vardı.
Bir yığın kasap ile konuştuk, görüştük. Hiç biri birlikte çalışmak için içimize sinmedi. Bu noktada ortaklarımızdan Melike imdadımıza yetişti. Yıllarca Migros bünyesinde kasaplık yapmış, et reyonunu yönetmiş olan Nurcihan ile tanıştırdı bizi.
Görür görmez tamam dedik. İşte tam da istediğimiz buydu, bir kadın kasap.
Artık kadınlar takımı tamamlanmıştı.
Şimdi, ürünlerimizi dostlarımız ile buluşturacağımız, geniş bir aile olmaya hazırlanırken, bizim yüzümüz olacak mekanı bulmaya sıra gelmişti.