THE PLATFORM / EL HOYO

Platform adındaki filmi seyrettiğimde çok etkilenmiştim.

Uzun süre bu konu hakkında yazıp yazmamakta tereddüt ettim. Geçen gün bizi ziyarete gelen arkadaşımın 10 yaşındaki cin gibi oğlu da ” ben bu filmin yorumlarını okudum internette “ deyince yazmak farz oldu.

Filmi izlemeyenler için spoiler vermek gibi olmasın ama, The Platform ya da orjinal adı ile El Hoyo adındaki İspanyol filminin konusu kısaca şöyle: Hapishane mi, yoksa gönüllü de girilen bir yer mi olduğu filmde kesin olarak anlaşılamayan, ortasında bir delik olan çok katlı bir binadaki yaşam savaşı.

Ortada bulunan delik boyunca her gün, üzerinde muhteşem yemeklerin olduğu bir platform, yukarıdan aşağıya iniyor.

Aynı, şu anda dünya üzerinde kurulan kapitalist düzen gibi, eğer insanların aç gözlülüğü olmasa platform üzerindeki yemekler ( dünya varlıkları ) herkese yetecek miktarda.

Ama insan denilen varlık, doğası gereği hep ihtiyacı olandan fazlasına sahip olma hırsı ile kodlanmış.

Düzeni değiştirmek ve sosyal eşitlik sağlamak adına yapılan hiç bir girişim işe yaramıyor. Aktivist hareketler, akıl, adalet, iyi niyet gibi kavramlar ne yazık ki sonuçsuz kalıyor.

Filmde bana en çok dokunan nokta, ne yazık ki ancak şiddete başvurulduğunda bir sonuç alındığının ortaya çıkması.

” Ben işimi halledeyim, benden sonrası tufan” anlayışı insanlığın sonunu getirecek gibi.

 

 

 

 

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Gönül Gökalp

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Hızlı yorum için giriş yapın.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başka Yazı Yok

Kayıt Ol

VEYA

Zaten üye misiniz? Giriş Yap

Giriş Yap

VEYA

Henüz üyeliğiniz yok mu? Kayıt Ol

close

Bültene Kayıt Ol

About Us

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry’s standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book.

It has survived not only five centuries, but also the leap into electronic typesetting, remaining essentially unchanged.