Biliyorsunuz biz Kozak Yaylası’nda ormanın içinde bir çiftlikte yaşıyoruz. Yaz ayları, bizim üretim zamanımız olduğundan genellikle büyük bir koşturmaca içinde geçiyor. Açıkçası kendimize pek vakit ayıramıyoruz.

2-3 gün önce işlerimizin arasında bir boşluk bulduk ve uzun zamandır yapmak istediğim bir şeyi gerçekleştirmek için harekete geçtik.

Bir korkuluk yapacaktık. Yani bir bostan korkuluğu.

Bostan korkuluğu veya kısaca korkuluk; bağ, bahçe tarlalarda kuşları ürkütüp kaçırmak, ekine zarar vermesini önlemek amacıyla yapılan insan görüntüsünde kuklalardır biliyorsunuz.

Evet bir korkuluk yapacağız ama, nasıl bir korkuluk?

İnternet ve pinterest te araştırınca yüzlerce uygulama olduğunu gördük.

Korkunç, komik, ilkel, çok detaylı……

Genellikle filmlerde ya da dizilerde tarlalarda bulunan korkuluklara rastlıyoruz. Peki korkulukların tarihini hiç merak ettiniz mi? Acaba korkuluklar ilk kez ne zaman kullanıldı?

Tarihte bilinen ilk korkulukların 3000 yıl önce, Mısırlılar tarafından, Nil Nehri boyunca buğday alanlarını korumak için yapıldığını biliyor muydunuz?

Bir dönem yel değirmenleri de tarlaları korumak için kullanılmış.

Ortaçağ İngiltere’sinde, tarlalarda kuşlara atmak için, taş dolu torbalar ile dolaşan ” kuş korkutucu” denilen genç erkekler çalışıyormuş ama, veba salgınından sonra azalan nüfus ile birlikte bu işi yapan kişilerin yerini korkuluklar almış.

Bana en ilginç gelen şey ise, kuşların, korkuluk görüntüsünden çok, korkuluk kıyafetlerinin yaydığı insan kokusundan korkmaları oldu.

Sonunda iki adet korkuluk yapmaya karar verdik. Bir kadın ve bir erkek.

Nasıl yapacağız, nereye koyacağız gibi soruları pas geçerek, kervan yolda düzülür mantığı ile işe başladık.

İskelet için tahtalar çakıldı.

 

İskeleti bittikten sonra, gövde için içlerini doldurduğumuz çuvalları kullandık. Kolları takmadan önce kıyafetleri giydirmek gerekiyor. Kafa kısımlarını ise, korkuluğu yerine koyduktan sonra yapacağız.

İşte kafalar da kurumuş çam dallarından yapılıyor.

Uzun tartışmalar sonucunda, korkuluklarımızın çiftliğin giriş yolunun kenarında yer almasına ve bizi temsilen, gelen misafirlerimizi karşılamasına karar verdik.

Eller için de yine kurumuş çam dallarını kullanıyoruz.

Aksesuarlarını da ekledik mi iş tamamlanacak.

Bence tırmığı, kozalak dolu çantası, boyunlarına dolanmış fularları ile çok tatlı bir çift oldular.

 

 

Bu arada beni temsil eden kadın korkuluğun üzerindeki elbiseyi, kız kardeşim dikmişti. Kendisinden özür diliyorum ama, korkuluğa da çok yakıştı.

 

Source :

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Login for fast comment.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.