İZMİR – MORDOĞAN
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Sabah doğum günü pastasından arta kalanları alıp, Karşıyaka sahiline geldik. Kahve ve pasta ile kahvaltı yaptık.
Ardından feribot ile Balçova’ ya geçtik. 12 ₺. Sağanak şeklinde bir yağmur başladı.
Çok hoş bir tesadüf değil mi? Salyangoz Saly yazısının üzerinde dolanıyor.
Erzak alışverişi yapmamız gerek ve sinemaya gitmek istiyoruz.
Birlikte Mad Max Fury Road‘ı izliyoruz.
Arkasından ben alışveriş yaparken sevgilim ikinci bir filme giriyor.” Yenilmezler”
Çıkışta havanın açtığını görüyoruz. Veee Karaburun tarafına doğru yola çıkıyoruz.
Mordoğan Ardıç‘a geliyoruz. Mordoğan’ın bütün semtlerine çiçek isimleri verilmiş. Deniz kenarında bir kahvenin önüne park ediyoruz. Kahvehanenin sahibi bize elektrik veriyor. Taze fasulye pişiriyorum.
Denize karşı masamızı kuruyoruz ve hayata kadeh kaldırıyoruz.
Sabah denize giriyoruz, sahilde yürüyüş yapıyoruz.
Bir evin bahçesindeki hortumla duş aldık.
Kahvaltı ve temizliğin ardından, su tanklarımızı doldurduk.
Bu arada merak edenler oluyor. Suyu nereden doldurduğumuzu?
Su konusunda hiç sıkıntı çekmedik açıkçası. Yolumuza çıkan bütün restaurantlar, benzin istasyonları, kafeler yardımcı oldu. Bazıları hiç para almadı, bazılarına 5.- ya da 10.- ödedik.
Karavanımız da oldukça büyük olmasına rağmen kilometrede 50 kuruş yakıyor.
Ayrıca aküyü değiştirdikten sonra, kampinglere de ihtiyacımız kalmadı. Her şeyimiz var, İhtiyaçlar için özel bir yerde konaklamak zorunda değiliz, canımız nereyi isterse orada kalabiliyoruz.
Tekrar yola çıkıp, Mordoğan’ın diğer bir semti olan Sümbül‘e uğruyoruz.
Keçiler çok sevimliydi.
Sümbül daha güzel sanki.Özellikle burunda yer alan, muhteşem bir ev dikkatimi çekiyor.
Bütün burunu kaplamış durumda. Kim bilir kimin evi?
Alaçatı’ya doğru yola devam ediyoruz.