HAYATTA HER ŞEYİ DENEMEK GEREKİR
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Temmuz ayı başlarında bahçeden gelen alışılmadık seslerle uyandım.
Uyku sersemi bir durumda,camdan baktığımda, bahçenin ortasında duran kocaman şeyin, bir çadır olduğunu anlamam epey vaktimi aldı. Tam bu da nereden çıktı derken, çadırın içinden gülerek sevgilim çıktı.
“Ya benimle yarın yola çıkarsın, ya da yazı bahçede bu çadırda geçiririm “ dedi.
Bizim evde durumlar hep böyle ani gelişir. Her şey bir anda olur. Aklına bir fikir gelen, hiç beklemeden uygulamak ister.
Ama bu sefer durum biraz karmaşık.
Ben İstanbul’ da olmak zorundayım. Hala kolumla ilgili sağlık sorunlarım sürüyor. Ayrıca daha önce hiç kamp yapmamışım.- İşimden dolayı zorunlu olarak geçirdiğim çekimler sırasındaki gecelemeler hariç-
Sonunda O’ nun önceden gitmesi, uygun bir yer bulup düzen kurunca da bana haber vermesi konusunda anlaştık.
Aynı gün hızla hazırlıklarını tamamladı. Çadır, şişme yatak,fener,alet çantası,bir iki kap kacak, yastık, pike çarşaf v.s.
En önemlisi de bir su bidonuna musluk taktı.
Kapanmak üzere olan Bauhaus’dan da 24 metre çit satın aldı.
Ve sabaha karşı yanına köpeğimiz Bishop’ u da alarak yola çıktı.
İşte ilk gelen resimlerden bazıları…..
Günler süren konuşmalar, gönderilen fotoğraflardan sonra, ben de gitmeye karar verdim
Aslında yaz ortasında tatile gitmekten nefret ederim. Kalabalık, aptalca uygulanan fahiş fiyatlar, gürültü hiç hoşlanmadığım şeyler. Ayrıca dediğim gibi daha önce bir çadır deneyimim de yok.
Ama sevgilim, seçtiği yerin çok ıssız, insansız, düzgün bir yolu bile olmayan, muhteşem bir denize sahip, çok güzel esintisi olan harika bir yer olduğuna beni ikna etti.
Orada gerekeceğini düşündüğüm şeyleri bir çantaya doldurup yola çıkmaya hazırlandım.
Bir gece Kavacık’tan Varan otobüsüne bindim ve Bodrum Yalıkavak’a doğru yola çıktım.