BİLECİK – PELİTÖZÜ / GÖLPARK
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Dün karavanın içini yerleştirmiştik. Bu sabah da özel eşyalarımızı dolaplara yerleştirdik.
Dolap sayısı çok yeterli. Yatak odasında bir adet büyük dolap var ve üst tarafların tamamı dolap olarak düzenlenmiş. Ayrıca ıvır zıvır koymak için çepeçevre raf sistemi var. Klima çalışıyor ve camlarda sineklik var.
Dışarıda bir gardrop daha var. Mutfak dolapları ve banyo dolabı da yeterli. Kalorifer, sıcak su her şey düşünülmüş. Küçük bir ayakkabı dolabı bile var.
Benim gibi dolap manyağı birini bile tatmin ediyor yani.
Tüm kapaklar, yolda açılmaması için, teknedeki gibi kilit sistemli. Buzdolabının bile kilidi var. Şişeler için ben fileler kullanmayı tercih ediyorum. Böylelikle devrilme tehlikesi ortadan kalkıyor.
Karavanda TV var ama, düzgün bir anten sistemi olmadığından doğru dürüst çekmiyor. Vodafone’dan aldığımız seyyar İnternet bu sorunu toptan çözüyor.
Nihayet hazırız.
12.30 da evden hareket ediyoruz. KM göstergesi 149240.
Benzini dolu teslim ediyorlar. Dönüşte dolu istiyorlar.
Öncelikle alışveriş yapmamız gerekli. Yolumuzun üstü olduğu için Sabiha Gökçen Viaport’a uğruyoruz. Alışverişimiz 515,84 tutuyor. Aldığımız erzağı dolaplara yerleştirip 15.30 da tekrar yola koyuluyoruz.
Yol için belli bir programımız yok. Keyfimiz nasıl isterse öyle davranmaya karar veriyoruz.
Saat 19.00 gibi Bilecik Pelitözü Gölpark’a geliyoruz.
Burası muhteşem gözüküyor. Giriş için hiçbir ücret ödemiyoruz. Her taraf piknik yapanlarla dolu.
Kendimize sakin bir yer seçip, bir aylık karavan maceramızın ilk konaklamasına hazırlanıyoruz.
Karavanın park halinde iken, dengede durması için arka destekleri açıp, güneşe karşı ön tenteyi indiriyoruz.
Portatif masa ve koltuklar da tamam. Sıra geldi ilk keyif içkisine.
Kendimizi, hiç plan yapmadan, bu kadar keyifli bir yer bulduğumuz için kutluyoruz.
Etrafta tavşanlar zıplıyor. Biraz ilerde piknik yapan gençler bardağımız olup olmadığını soruyor. Onlara verdiğimiz bardaklar bir saat sonra ızgara kanat ikramı ile geri geliyor.
Gece yürüyüşe çıkıyoruz. Yalnız yürüyen genç kızlar dikkatimi çekiyor. Demek ki güvenli bir yer. Gölden yansıyan ışıklar muhteşem. Parkın içinde bir açık hava tiyatrosu bile var.
Yürüyüş dönüşü karavanın biraz ilerisine park etmeye hazırlanan 2-3 araba görüyoruz. Arabaların farları yanıyor ve müzik çalıyor. Arabadan inenler halay çekmeye başlıyorlar. Müzik bitince toparlanıp gidiyorlar. Acaba hayal mi gördük diye birbirimize bakıyoruz.
Birden karavanın kontrol panelinde akü ile ilgili uyarı sinyalleri ötmeye başlıyor. Akümüz bitmek üzere. Oysa bize, park halindeyken en az 24 saat yeteceğini söylemişlerdi.
Neyse artık sabah bakarız duruma.
Sabah 06.00 gibi harika bir güne uyanıyoruz. Sadece tabiat ve biz varız.
Gölün etrafında arabayla dolanıyoruz. Ne yazık ki her taraf bir gün önce piknik yapanların çöpleri ile dolu. Bir de temiz millet olduğumuzu iddia ederiz. Bizim temizlik anlayışımız, evimizin içi ile sınırlı.
Saat 09.00 gibi Bilecik Pelitözü Gölpark’ tan ayrılıyoruz.
İLK GÜN ÇOK BAŞARILI GEÇTİ.
BİZ BU İŞİ BECERECEĞİZ, KEYFİMİZ YERİNDE.