DEMİRCİDERE KÖYÜ / KOZAK YAYLASI

2016 yılında, kendimize yaşayacak bir yer ararken karşılaştığımız Kozak Yaylası’nda, artık devamlı olarak yaşadığımızı biliyorsunuz.

Ayvalık ve Bergama’nın arasındaki 67 kilometrelik yolun etrafına yayılmış olan,  binlerce hektarlık alanda, 5 milyon fıstık çamı ile  kaplanmış Kozak Yaylası, Balıkesir ve İzmir il sınırları içinde  bulunuyor.

Yolun zirve yaptığı yerde mola verip, etrafa baktığınızda fıstık çamları uçsuz bucaksız brokoli tarlalarına benziyor adeta.

     

Deniz yüzeyinden 500- 1000 metre yüksekte olan Kozak yaylası 16 köyden oluşuyor. Yukarıbey, Karaveliler, Kıranlı, Çamavlu, Güneşli, Göbeller, Terzihaliller, Kaplan, Hacıhamzalar, Aşağıcuma, Aşağıbey, Hisarköy, Ayvatlar, Yukarıcuma, Demircidere, Okçular, Bağyüzü

Bu köylerden yalnızca Bağyüzü köyü Balıkesir’e bağlı.

Vakit bulup gezdikçe, sizlere bu köyleri anlatmaya çalışacağım.

Bugün bizi ziyarete gelen Alman bir arkadaşımızı, Anke’ yi Demircidere köyüne götürdük

.Kozak köyleri içinde en farklı olanı bence Demircidere köyü.

Ayvalık’a en yakın köylerden biri olan Demircidere’ye girdiğinizde, hemen hemen her köyde olduğu gibi, ağaçlar ile kaplı olan köy meydanına ulaşıyorsunuz.

Arabayı park ettiğiniz yerde köyün etnografya müzesi var.

Bu müzenin girişinde iki büst karşılıyor ziyaretçileri. Mevlana ve Hacı Bektaş Veli.

Müzede daha ziyade geleneksel kıyafetler ve ev eşyaları sergileniyor.

      

       

       

Müzede bir anı defteri ve yanında da bir bağış kutusu bulunuyor.

Demircidere köyü, Kozak köyleri içinde en temiz, en düzenli köylerden biri. Biz gittiğimizde ne yazık ki açık bulamadığımız bir kütüphanesi de var. Köyün meydanında bulunan tuvaletler pırıl pırıl.

Demircidere köylüleri hem çam fıstığı işi ile uğraşıyor, hem de küçük çaplı da olsa üzüm yetiştiriyorlar.

Isınıp çay içmek için köy kahvesine oturuyoruz.

Duvarlarda çok ince espriler içeren yazılar dikkatimi çekiyor.

Sıcacık çaylarımızı içip, kahvede bulunan köylüler ile sohbet ettikten sonra, eve dönmek üzere yola koyuluyoruz.