KAŞ CAMPING

Kaştayız.

İnternet’te okuduğum kadarı ile herkesin övgü ile söz ettiği Kaş Camping’ de kalmaya karar veriyoruz.

 

Karavanlar, bungolavlar ve çadırlar için yerler var. En eski kamping alanlarından biri.
Yeri muhteşem.

Karavan 2 kişi gecesi 55.-
Bungolavların tuvaletli olanları 200.-
Küçük ve banyosuz olanlar ise 90.-
Çadırlar ise 2 kişi 40.-

Kampingi dolaşıp,  karavanlar için ayrılmış olan yerlerin içinden 1 numaralı yerde kalmaya karar veriyoruz.

 

Girişte bir konaklama kuralları listesi veriyorlar.
Evcil hayvanlarınızın kamp alanı içinde tasmada tutulması gerekiyor. İyi ki köpeğimiz yanımızda yok.
Elektriğe bağlanıp, akülerimizi şarj ediyoruz.
Gece manzara muhteşem

 

Akşam İnternet şifresini sorduk ama, ancak kafenin olduğu yerde internete bağlanabiliyormuşuz.

Sabah denize giriyoruz. Su altı çok güzel. Adeta akvaryumda yüzer gibiyiz.
Bu kampingin neden bu kadar beğenildiğinin en önemli nedeni denizi olmalı.

Su tankımızı doldurmak istiyoruz ama hortumları yok. Karavan park alanlarında da su muslukları yok. Su doldurabilmek için kafenin oraya gitmek gerekiyor. Yani karavanı suya taşımak gerekiyor.

 

Mutfak ve çamaşırhanelerini geziyorum. Çamaşır makinesinin birinin kapağı yok. Deterjandan eser yok zaten.

Bu anlamda gördüğüm en güzel kamping Beyşehir’ de idi. Her şey en ince detayına kadar düşünülmüştü. Yumuşatıcısından, bulaşık deterjanına, şampuanına kadar.

 

Bu arada saat 12.00 de  campingden çıkmamız gerektiğini öğreniyoruz.
Otelde bile – odaların temizlenme süreçleri göz önüne alınarak- çıkış saati 14.00 dür.

Kapı görevlisinin ” hoşgeldin” bile demeyi esirgediği bu kamp alanından, ” güle güle” demesi konusunda hiç ümitlenmeden  saat 11.20′ de ayrılıyoruz.