HİÇLİĞİN ORTASINDA BİR YOL HİKAYESİ

Hiçliğin ortasında bir yol…

Soma’ dan İzmir-İstanbul otobanına girdiğimizde tam olarak hissettiğim duygu bu “hiçliğin ortasında bir yol”

• 

• 

• 

• 

Yollarda kimse olmadığı gibi çevredeki arazide boştu. İnsanın içini ürperten bir yalnızlık-ıssızlık duygusu veriyordu.

• 

• 

• 

Boşluğun ortasında yol alıyor gibiydik. Adeta zaman durmuş gibi idi.

Sonra o duvarlar… Metreler boyunca uzanan duvarlar…

• 

• 

• 

• 

Bu arada bizim arazimize 175 metre boyunca 50 cm.lik duvarı ördürmek için harcadığımız parayı düşününce ister istemez içimi çektim ki, eşim “ne oldu” diye panikledi. Kocaman bir HİÇ dedim.

Birazdan bu hiçliğe eşlik eden, nazlı nazlı dönen rüzgar değirmenleri girdi görüntüye. Zaten yol inanılmaz rüzgar tutuyor, koca karavan savrulup duruyor.

• 

• 

• 

Yola eşlik eden demir yolu ise beni bambaşka zamanlara götürüyor.

Yol üstü dinlenme istasyonları bile bitmemiş daha. OKSİJEN.

Her otoyoldaki tesisin adı Oksijen. İzmir-İstanbul otoyolu tamamlandığında, akaryakıt ve ticari alanlardan oluşan 2.100.000 metrekarede, 33 adet oksijen dinlenme tesisi olacakmış ve 5000 kişi istihdam edilecekmiş.

Tesislere gelen müşterileri üç temel gruba ayırıyorlarmış. Birincisi iş seyahati yapanlar, ikincisi tatilciler, üçüncüsü ise bölge halkı.

Bu durumda biz ikinci gruba giriyoruz.

Peki kimin bu tesisler? Kim işletiyor?

Yapımcı konsorsiyumun kurduğu “Otoyol İşletme ve Yatırım A.Ş.” nin miş. 405 kilometrelik yolda neredeyse dünyanın en büyük alışveriş caddesini oluşturduklarını iddia ediyorlar.

Yolda inşaat çalışmaları hala devam ediyor.

• 

• 

• 

• 

Bütün bu hiçliğin ortasında eşimin yaptığı bir hareket içimi ısıtıyor. Çiçeklere dayanamadığımı biliyor. Bana otoban kenarından çiçek topluyor.

• 

• 

• 

Nihayet Orhangazi’ ye geldik. Aman “Hızlı Feribot” tabelasını atlamayalım derken, olan oldu, yine sapağı geçtik. Yalova’dan feribota binme planımız suya düştü. Mecburen Altınova çıkışından çıkıyoruz. ( Bence bu feribot yazılarının altına mutlaka nereye geçtiği de yazılmalı, zaten tabelalar da küçücük. Belki de zorunlu olarak köprüyü kullanmamız için yapıyorlardır.)

Şimdi bir an önce evimize ulaşmak için, Yalova-Pendik feribotuna yetişmemiz lazım.

Bu kadar ıssızlık yetti bana…