SIRADAN DOKTOR MUAYENEHANELERİ
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Geçenlerde eşimin rahatsızlığından dolayı, İzmir’ de özel bir doktora gittik.
Hangi semtte olursa olsun, ne ücretle muayene ederse etsin, bir kere daha gördüm ki bütün doktor muayenehaneleri neredeyse birbirinin aynı.
Neden bu kadar kişiliksiz, neden bu kadar özensiz bilmiyorum.
Şimdiye kadar bunun tek bir istisnasını gördüm. Kas-iskelet, Spor ve eksersiz hekimi, Dr. Cavit Meclisi’ nin Fulya’ da bulunan muayenehanesi. Gerçekten çok şık bir lobisi vardı.
Bunun dışında kalan muayenehanelerde genellikle, girişte bir tuvalet, geniş bir bankonun olduğu bir salon, uzun bir koridor ve biraz daha kişiselleştirilmiş şekilde döşenen , doktorun odası.
Salonun değişmez eşyaları ise, genellikle eski model- belli ki muayenehane açıldığından beri hiç yenilenmemiş- deri koltuklar ve ortada duran sehpa.
Sehpanın üzerinde bulunan dergiler en azından 5 yıllıktır. Kimsenin aklına, en azından daha sık gelen hastaya saygı göstermek adına olsun, 2-3 tane yeni dergi satın almak gelmez.
Köşede mutlaka bir raflı dolap vardır nedense. Rafları doldurmak için de belli ki hastalardan gelen anlamsız objeler.
Rastgele köşelere yerleştirilmiş bir kaç saksı çiçeği de unutmamak lazım elbette. %90 ı mutlaka kauçuktur.
Bu şablon dekora iştirak eden yardımcı oyuncuları saymaksak haksızlık ederiz. Saat, takvim, Atatürk resmi.
Bankolar genellikle oldukça yüksektir. Arkasında devlet sırrı gibi ne saklanıyor bilmiyorum. Alt tarafı bir randevu defteri, bir pos cihazı, bir kalem ve nakit paraları koydukları bir çekmece var.
Geldik olmazsa olmaza.
Duvar resimleri.
Burada biraz daha yüksek bir yüzde vereceğim, % 98 Van Gogh’ tur.
Vincent Van Gogh, Hollandalı izlenimci bir ressam. Belki de herkes tarafından en çok bilinen bir ressam olması nedeniyle, resimleri hastane ve doktor muayenehane duvarlarını süslüyordur. 10 yıl gibi bir sürede 860 tanesi yağlıboya olmak üzere 2100 kadar resim çalışması yapmış olması da bilinirliğini arttırıyordur. Üstelik de bunların çoğunu ömrünün son iki yılında yapmış.
İlk resmin adı Irises. 1890 Mayısında canvas üzerine yağlı boya olarak yapılmış. Şu anda Amsterdam Müzesinde.
İkinci resim ise Mavi Arabalı Hasat isimli tablosu. 1888 yapımı olup, tuval üzerine yağlı boya çalışılmış. Orjinali yine Amsterdam Müzesinde.
Evinizin duvarına bir Van Gogh baskısı almak isterseniz internette fiyatı 126 lira.
Gittiğimiz bu muayenehanede benim ilgimi çeken tek bir şey oldu.
Teco’ nun takviminin açık olan Ağustos ayı sayfasında adına yer verilen Pakize Tarzi.
Türkiye’nin ilk jinekoloğu, ilk özel kadın doğum kliniği kurucusu ve İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçen ilk kadındır. Osmanlı Döneminde Ziraat Bankası Suriye genel müdürü İzzet Saltık Bey’in kızı olan Pakize Tarzi, babasının görev yaptığı Halep’te 1910 yılında dünyaya geldi.
Ailesi 1918’de İngilizler’in Şam’ı işgal etmesi üzerine Adana’ya, Adana’nın Fransızlar tarafından işgali üzerine Konya’ya taşındı. Ortaokul diplomasını Konya’daki Sörler Okulu’ndan aldı.
Delibaş İsyanı sırasında ablasının ölmesi, Konya Merkez Komutanı amcası Mustafa Tevfik Bey’in esir düşmesi üzerine Bursa’ya taşındılar. Bursa Amerikan Kız Koleji’nde lise öğrenimini tamamladıktan sonra tıp okumaya yöneldi. Ailesi, Pakize’nin okuması için İstanbul’a taşındı. Mahkeme kararıyla yaşını büyütüp Darülfünun’da fizik ve kimya bilimleri okumaya başladı. 1932 yılında okuldan mezun oldu. Üniversitede ilk kadın asistan olarak başında Wilhelm Liepmann’ın bulunduğu Haseki Kadın Hastalıkları Kliniği’nde çalışmaya başladı. İstanbul Üniversitesi 1. Kadın Doğum Kliniği’nin ilk kadın uzmanı sıfatını elde ederek üniversitede ayrıldı.
1935 yılında Afgan Kralı Emanullah Han’ın yeğeni Fettah Tarzi ile evlendi. Bir süre eşiyle birlikte yaşadıkları Roma’da doktorluk yaptıktan sonra ülkesinde doktorluk yapma isteği nedeniyle İstanbul’a yerleşti. Doçentlik sınavında tezi kabul edildiği halde, uygulamalı ders anlatımı sınavında 45 dakikayı tamamlamadığı için doçentliği kabul edilmeyen Pakize Tarzi, bunun üzerine üniversiteden ayrıldı.
21 Temmuz 1949’da Şişli’de Türkiye’nin ilk kadın doğum kliniğini açtı. 1998’e kadar klinikte aktif olarak çalışarak binlerce kişinin doğumunu gerçekleştirdi.
Hayvanları Koruma Derneği’nin, İstanbul Soroptimist Derneği’nin (1948) kurucuları arasında yer aldı. 18 Ekim 2004 tarihinde öldü.
Kaynak:
- Wikipedia.org-Pakize Tarzi
Tabii ki Pakize Tarzi’ yi tanıyordum, ama hayat hikayesini okumak, bir kadın olarak beni çok gururlandırdı.
Eh sıkıcı bir muayenehaneden bazen güzel şeyler de çıkabiliyor demek ki.